Türkiyede 10 binlerce hayranı olduğunu biliyorum, yine de müzikseverler QUEEN’i “Bohemian Rhapsody” , “Its a Kind Of Magic” , “Radio Ga-ga”, “Love Of My Life”, “Under Pressure” , ”Who Wants to live Forever” gibi liste parçaları ile tanırlar.
Bunun yanısıra, müzikle hiç ilgisi olmayanların özellikle spor tutkunlarının çok iyi bildiği iki QUEEN parçası vardır. Biri; maçlarda ve spor karşılaşmalarında ritmik altyapısı ile herkesin alkışlarla tempo tuttuğu ”We Will Rock You” , diğeri ise artık şampiyon olan her takım ve ekip için çalınması bir gelenek haline dönüşen; “We are the Champions” parçası. ( öyle ki, Fransa futbol takımı şampiyon olduğu yıl, bu parça Fransa listelerinde tekrar zirveye çıkmıştı ! )

( QUEEN; Freddie, Brian, John, Roger )

Freddie Mercury ; ( Frederick Bulsara ) 5 Eylül 1946’da Zanzibar’da doğdu. İngiltere’ye 1959 yılında geldi. Parlak bir öğrenci değildi ve bozuk aksanı ile alay edilmesi onu çileden çıkarıyordu. Oturdukları ev Middlesex’in Feltham bölgesinde idi ve evlerinin biraz ilerisinde “May” ailesi oturmakta idi.

Brian May; 19 Temmuz 1947’de Middlesex’in Twickenham kasabasında dünyaya geldi. Öğrenciliği çok başarılı idi. Fizik okuyordu ve müziği ailece Hobi olarak görüyorlardı. Babası ile birlikte, Queen albümlerinde kullandığı ünlü gitarı “ Red Special”i bu yıllarda yaptılar. 1964’de kurduğu ve “1984” adını verdiği grubu ile ilk konserlerini verdi.

Roger Meddows Taylor ; 26 Temmuz 1949’da West Norfolk’da doğdu. 1963’de gitara başladı. Ama asıl istediği Davul çalmaktı. Londra’ya zorla dişçilik okumaya gitti ama istemedi bıraktı, 1967 yılında bir ilanla karşılaştı ; “Aranıyor, Ginger Baker tipinde bir davulcu aranıyor” ....... ilanı veren Brian May’di ve yeni grubu “Smile” için Roger’ı davulcu olarak aldı. Grubun diğer elemanı Tim staffel’in tuhaf bir arkadaşı , sürekli onların provalarını izlemeye geliyordu ve bu gencin adı “Frederick Bulsara” idi !

John Richard Deacon; 19 Ağustos 1951 yılında Leicester’de doğdu. Sessiz ve sakin bir çocuktu. 1965 yılında Opposition grubunda bas çaldı. 18 yaşında Londra’ya Elektronik okumaya geldi. 1970’de Chelsea’de bir disko’da çalarken Roger ve Brian onu dinlemişlerdi. Aynı yıl Freddie, Brian ve Roger “Smile” grubunun adını “ QUEEN” olarak değiştirdiler. 1971 Şubatında açtıkları sınava katılan John’u hatırladılar, 6 aydır aradıkları basçıyı bulmuşlardı ve “Queen” kurulmuştu.

Tabiiki, Queen adını Freddie önermişti. Gruba katkısı bununla sınırlı kalmadı, yapacakları müziğin türünü ve seslenecekleri yaş grubu ve kitlenin belirlenmesini’de Freddie yönetti. Yine muhteşem “Queen LOGO”su ve sahne kostümleri’nin çizimi’de Freddie’ye aittir.

EMI plak şirketi ile ilk kontratlarını 1973 yılında imzaladılar. Aynı yıl ilk albümleri “QUEEN” i çıkardılar. Albümün hemen arkasından’da ilk İngiltere turnelerine çıktılar.
1974 yılının 8 Mart’ında çıkan ikinci albümleri “QUEEN II” ile başarıyı yakaladılar.. İngilterede ise 5. sıraya çıktılar , ilk Amerika turnelerinden sonra albüm Atlantik ötesinde’de ilk Hit’leri oldu.
Grup elemanları, müzik dışında kendi işlerinde o kadar başarılı idilerdi’ki işlerini bırakarak, direkt olarak müzikle ve Queen ile ilgilenmeyi Queen II albümünden sonra düşünmeye başladılar.
Artık QUEEN iyi tanınan bir gruptu. Aniden sarılık olan Brian yüzünden turneler iptal edildi, ama bu onlara geçen 6 aylık süre içerisinde üçüncü albümleri “SHEER HEART ATTACK” ı yaratmalarına neden oldu. Albüm yine 1974 yılının 1 Kasım’ında piyasaya verildi ve hemen 2. sıraya oturdu. ( Daha Queen II ödülleri yeni toplamaya başlamıştı.

Uzun bir tatil döneminden sonra 1975 yılında; iki aylık prova döneminden ve üç aylık kayıt döneminden sonra dördüncü albümleri “ A NIGHT AT THE OPERA” 7 Kasım’da piyasaya verildi. Ama albümün hit parçaları “Bohemian Rhapsody” ve “...Love With My Car” 45’lik olarak basılıp 31 Ekimde piyasaya verilmiş ve tabiiki 17 hafta 1 numarada kalmıştı. İlk platin plaklarını “A.N.A.T.O” ile aldılar.
Yurtdışındaki hayranlarından “ Queen – Londra “ diye postalanan mektuplar, Buckingam sarayından çuvallara doldurularak kamyonlarla Queen Fan Klübüne gönderiliyordu ...........
1976 yılının Eylül ayında “Hyde Park”da 200,000 İngiliz hayranlarına bedava konser verdiler.
10 Aralık 1976’da beşinci albümleri “A DAY AT THE RACES” i piyasaya verdiler. Albüm Ocak 1977’de 1 numaraya yükselmişti bile !
1977’nin 28 Ekiminde altıncı albümleri “NEWS OF THE WORLD” çıktı. İngilterede 4.lüğe çıkan albüm, tüm dünyada 7 milyon sattı. 7 Ekimde piyasaya verilen 45’liğin A yüzünde “We Are The Champions” , B yüzünde ise “We Will Rock You” yer alıyordu ve müzik dünyasına bomba gibi düşmüştü.

1978 yılının Temmuzunda yeni albümlerinin kayıdı için ilk kez İngiltere dışında stüdyo’ya girdiler. Albümün kayıtları Montreux ve Nice’de tamamlandı. 13 Ekim’de “Bicycle Race” ve “Fat Bottomed Girls” 45’liği kapağında koca popolu bir çıplak kız fotoğrafı ile çıktı ve listelerde 11.liğe yükseldi. Qoeen’in yedinci albümleri “JAZZ” 10 Kasım’da piyasaya verildi. Albümle birlikte ünlü “ Bisiklete Binen Çıplak Kızlar” posterini verdiler. ( Bkz. QUEENTURKİYE web sayfası “ SURPRIZ” bölümü ). Grup ilk kez cinselliği kullanıyordu, albüm İngiltere’de 2 numaraya yükseldi. Albüm için “Jazz”ın anavatanı “New Orleans” da bir parti verdiler.
1979 Temmuzunda Queen’in ilk konser albümü “ LIVE KILLERS” çıktı. Double Albümde ; grubun 78-79 yıllarında verdiği 50 konserden seçilme 22 parça yer alıyordu. Albüm listelerde 3.’lüğe kadar çıktı.

1980 yazında sekizinci stüdyo albümleri “ THE GAME “ piyasaya verildi. Albümün hit parçası “Crazy Little Thing Called Love” ı Freddie banyo’da yazdığını itiraf etti. Parça iki numaraya hemen yükseldi. Bu parçadan etkilenen “John LENNON”un plak çıkarma işine yeniden döndüğü ve yaptığı albümde yer-yer bu parçadan izler bulunduğu’da iddia edilir.
The Game; Amerikada 1 numaraya otururken Kanada’da tam 7 kez ( evet 7 kez ! ) Platin plak aldı.
Ancak ilk kez Queen fan’larını şaşırtan bir gelişme’de bu albümde yaşandı. İlk kez bir Queen albümünde “ Synthesizer Kullanılmamıştır” YAZMIYORDU !

1980 Aralığında QUEEN, 1979 Nisan ayında seslendirdikleri ünlü bilim-kurgu filmi “FLASH GORDON”u plak olarak çıkarmaya karar verirler. Albüm büyük bir başarı yakalar.
1980 yılı sonunda QUEEN grubu tüm Dünyada 45 milyon Albüm, 25 milyon 45’lik satarak, 10 yılda ulaşılması güç bir rekora imza atmıştı.

Grubun onuncu kuruluş yıldönümüne denk gelen 1981 yılında EMI bir “GREATEST HITS” albümü çıkarmayı planladı. Aynı yıl düzenlenen Güney Amerika turnesinde Queen, o zamana kadarki en kalabalık Rock konserini Sao Paolo’da 131.000 kişi’ye vererek yeni bir rekora imza atıyordu.
1981’in sonlarına doğru Mountain stüdyosunda biraraya gelerek “HOT SPACE” albümüne çalıştılar. John Deacon’un arkadaşı olan “Davıd Bowie” kayıtlara katılarak “ Under Pressure” ı yaptı. Parça 26 Ekimde piyasaya çıktı ve 1 numaraya yerleşti.
Ancak bu albüm, geleneksel Queen Fan’larının çok beğendiği bir albüm olmadı. Grup 1982 yılını turnelerle geçirdi.
1983 yılı Queen için tam anlamı ile bir dinlenme yılı oldu denebilir. 83’ün en önemli olaylarından biri, şüphesiz “ We Will Rock You” filminin gösterime girmesi idi.

Amerikada Record Plant’da yapılan kayıtlarla oluşan yeni albümün adını “ THE WORKS” koydular. 27 Şubat 1984’de piyasaya verilen grubun bu 11. albümünün hit parçası “Radio Ga Ga” tam 19 ülkede 1 numara oldu. Albümün diğer hit parçası “I Want To Break Free “ için çekilen video büyük ses getirdi.
1985 yılının 12 Ocağında Rio’da Queen yine karşılarında 250,000 kişiye çalarak rekorlarını egale ettiler.
Aynı yıl Wembley’deki “ Live Aid “konseri’de Queen adına önemli bir etkinlikti. Haziran 1986’da Queen’in yeni albümü “ A KIND OF MAGIC” listelerde hemen 1. sıraya yükseldi. Bu 14.albüm Queen’in ikinci Soundtrack albümü idi. Albümün 45’liklerinden “ Who Wants To Live Forever” ünlü Highlander ( İskoçyalı ) filminin katrakteristik parçasıydı.
1986 yılı Queen tarihinin en önemli üç konserininde yer aldığı yıldır. Bunlardan ilki 12 Temmuz “WEMBLEY”, ikincisi 25 Temmuzdaki “BUDAPESTE” üçüncüsü ve Queen’in verdiği son konser olması açısından tarihi önem taşıyan; 9 Ağustos “KNEBWORTH” konseridir. Bu konser kayıtlarından oluşan ikinci konser albümleri “ LIVE MAGIC” 3. sıraya kadar çıkmıştır.

Queen, 1987 ve 88 yıllarında Albüm yapmadı. Grup üyelerinin çalışmaları arasında en ses getireni ise, Freddie’nin Monserat Caballe ile yaptığı “Barcelona” adlı parça ve daha sonra aynı adla yayınlanacak albüm oldu.
Mayıs 1989’da Queen 13. stüdyo albümleri “ THE MIRACLE” ile yeniden 1 numara tahtına oturdu.
Albüm turnesi düzenlenmemesi ve Freddie’nin iki yakın arkadaşının 1988’de AIDS’den ölmesi, Freddie’nin’de AIDS olabileceği şüphesini gündeme taşıdı. Ama test sonuçları pozitif çıkmıştı.
1990 başında grup Montreux’deki stüdyoları Mountain’da buluştu. Freddie daha önceden dinlenme amacı ile gitmiş ve sevgili kedisi için bestelediği “Delilah” parçasını çoktan kaydetmişti bile.
Yaklaşık bir yıllık bir çalışmanın sonunda 1991 yılının Ocak ayında Queen’in 14. ve en görkemli albümü “ INNUENDO” piyasaya verildi. Albüm Queen’in ilk yıllarındaki Operatic-Rock günlerine dönüşü olarak değerlendirildi. Albümle aynı adı taşıyan parça yeni “Bohemian Rhapsody” olarak nitelendirildi. Albümü oluşturan 12 parça tek-tek incelendiğinde her birinin müzikalitesinin çok yüksek olduğu anlaşılır.

Queen fan’ları olarak, çekilen Video görüntülerinde grup elemanlarının neden olmadığını merak ediyorduk. Yanıtını 4 Mart 1991’de çıkan “I’m Going Slightly Mad”de bulduk. Siyah-beyaz olarak çekilen bu videodaki görüntülerde Freddie’yi tanımak kolay değildi. Eski Freddie gitmiş, yerine avurtları solmuş, gözlerinin feri gitmiş, ama yine’de oradan oraya koşuşturmaya çalışan eski Freddie izlenimi vermeye çalışan bir Freddie ile karşılaşmıştık. Ne olduğunu bilmiyorduk ama Fredie iyi değildi.
13 Mayısta çıkan Headlong’daki Renkli görüntüler ile biraz avunur gibi olduysak’da 14 Ekim’de çıkan Video birçokşeyin habercisi idi aslında ; “ THE SHOW MUST GO ON” .............

..................
“İki haftadır basında, hakkımda yazılan yazıları izliyorum. Yapılan testler sonucunda kanımda HIV virüsü çıktığını ve AIDS hastalığına yakalandığımı belirtmek isterim. Çevremdekilerin özel yaşamlarını korumak amacı ile, bu gerçeği herkesin bilmesine gerek yok diye düşünüyordum. Ama dostlarımın ve dünyanın dört köşesindeki fan’larımın artık bu gerçeği öğrenme zamanlarının geldiğini düşünüyorum. Bu korkunç hastalıkla savaşmada, herkesin beni destekleyeceğini umuyorum. “
.................
Freddie, bu açıklamayı 23 Kasım 1991 günü yaptı ve ertesi gün; 24 Kasım 1991’de Kensington’daki evinde bizlere veda etti.

Freddie’siz bir Queen olamazdı. Diğerleri onu yaşatmak ve vasiyetinde belirttiği AIDS vakfına yardım sağlamak amacı ile çalışmalarını sürdürdüler. 20 Nisan 1992’de Wembley’de “Tribute To Freddie” konseri gerçekleştirildi. Kayıtları 1991’de Mountain’da yapılan “ MADE IN HEAVEN” ise Freddie’nin ölümünden sonra çıkan son Queen albümü oldu.
Queen’i yaşatmak için BRIAN MAY ve ROGER TAYLOR uğraşmayı sürdürüyorlar, ne yazıkki John Deacon, bu çabaların içinde yer almıyor.
“We Will Rock You” adlı bir müzikal sahnelendi, turnelere çıkmaya başladılar. Ekim 2002’de; Hollywood’da yer alan ünlü “ Hall Of Fame” kaldırımında, Beatles’dan sonra ikinci İngiliz grup olarak QUEEN törenle yer aldı. Yine, Kasım 2002’de Tolga KAŞİF’in bestesi “Queen Symphony”, grubu yeniden gündeme taşıdı. Wembley konseri nihayet 2003’de DVD olarak basıldı. ............

Brian ve Roger; QUEEN efsanesini sürdürme ve Freddie’nin vasiyetini yerine getirme çabalarını sürdürüyorlar.
Bize’de Queen Fan’ları olarak onlara ve Freddie’nin anısına destek olma görevi düşüyor.
YAŞASIN QUEEN.